Merhaba! Başlıktaki sorunun cevabını detaylı olarak öğrenemeyeceğinizi çünkü benim de öğrenmeye çalıştığımı ve bu sürecin uzun bir yolculuk olduğunu şimdiden ifade etmeliyim.
Bursa’da doğdum ve hâlâ Bursa’da yaşıyorum. Şehrimi çok seviyor ve yıllardır sosyal etkinliklerin (kültür, sanat, spor vb.) artmasını ümitle diliyorum. Bu konuda İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya gibi şehirlerimize imreniyor; bu şehirlerde yapılan etkinliklere bazen katılıyor, bazense bu etkinliklere katılanları uzaktan, gıptayla seyrediyorum.
Evimi uzun sayılabilecek bir süreden bu yana Themis’le paylaşıyorum. Themis’in bir kedi değil de bir insan olabileceği düşüncesini aklımdan bir türlü çıkaramıyorum.
Anadolu Üniversitesinin “Uluslararası İlişkiler lisans” ve Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünün “İşletme yüksek lisans” programlarından mezun oldum. Kariyerimi insan kaynakları (Artık “insan kaynakları” tabiri de yavaş yavaş tozlu raflara kalkıyor, “insan ve kültür” ya da “insan, kültür ve dönüşüm” gibi kavramlar çeşitli sebeplerle iş dünyası sözlüğüne yerleşmeye başlıyor.) üzerine inşa etme hedefiyle yola çıktığımdan dolayı yüksek lisansımı “İşletmelerde Performans Yönetimi” konulu çalışmayla tamamladım. Günümüzde de mesleğimle ilişkili birçok konuda kendimi geliştirmeye gayret ediyorum.
“Global bir şirket olma” vizyonuna sahip bir şirkette “Eğitim ve Gelişim Uzmanı” olarak çalışıyorum. Mesleğimi dolayısıyla şu anda yapmış olduğum işi fazlasıyla seviyorum. Bir insanın sevdiği işi yapabilme imkânı bulmasının, hayatı boyunca elde ettiği en önemli değerlerden bir tanesi olduğu kanaatindeyim ve bu konuda kendimi şanslı görüyorum.
Felsefe, edebiyat, sinema, tiyatro ve müzikle yakından ilgileniyorum. Kitap okumaktan, film ve tiyatro oyunu seyretmekten, müzik dinlemekten, disiplinler üzerine araştırmalar yapıp farklı bilgiler öğrenmekten büyük keyif alıyorum. Türkiye’deki köklü bir felsefe okulunun bünyesinde Deniz Kontel’in aslında kim olduğunu öğrenmeye çalışıyor, bir kitap ve film kulübü kurmayı hedefliyor, caz ve blues’a olan hayranlığıma karşı koyamayarak sürekli dinliyorum.
Türkçeyi ve İngilizceyi hatırı sayılır derecede iyi öğrenmeye, iyi bilmeye gayret ediyor; Almanca ve Fransızcayla olan mücadelemi ise uzun yıllardır sürdürüyorum.
Geçtiğimiz yıllar boyunca LÖSEV, TEGV, TEMA, ÇYDD ve BOUN GETEM gibi kuruluşlara destek olmaya çalıştım, şu anda da destek olmaya gayret ediyorum. Bu faaliyetlerin yanında Türk İşaret Dilini anlayıp bu dilde kendimi ifade edebiliyor olmanın sevincini yaşıyorum. Bu arada sizleri de güzel işler yapan bir sivil toplum kuruluşunda görmek harika olur!
Şu anda bulunduğunuz sayfayı barındıran bu sitede, ağırlıklı olarak insan kaynaklarına yönelik makaleler yazacak, çeviriler yapacak, elimden geldiğince bilgilerimi ve tecrübelerimi sizlere aktarmaya çalışacağım. Tüm bunlara ek olarak da felsefe, edebiyat ve sinema üzerine bir şeyler karalamaya çabalayacağım.